🔎2021 yılı, Türkiye ekonomisinin pandemi etkilerini atlatarak toparlanmaya çalıştığı bir dönemdi. Ancak, döviz kurundaki dalgalanmalar ve yüksek enflasyon, Türk Lirası’nın hızla değer kaybetmesine yol açtı. Merkez Bankası’nın sık sık değiştirilmesi ve faiz politikalarındaki belirsizlikler, yatırımcı güvenini sarstı. Düşük faiz politikasıyla büyüme odaklı bir strateji izlenirken, TL'nin değer kaybı hızlandı. Bu durum, asgari ücretle çalışanların alım gücünü ciddi şekilde azalttı.
🔎2022 yılında düşük faiz politikası sürdürüldü ve TL üzerindeki baskılar arttı. Faiz indirimiyle desteklenen büyüme politikası, döviz talebini artırarak TL’nin değer kaybını hızlandırdı. Ayrıca enerji fiyatlarındaki küresel artış ve jeopolitik riskler de ekonomiyi olumsuz etkiledi. Döviz kurunun yükselmesiyle ithalat maliyetleri arttı, enflasyon yükseldi ve asgari ücretin dolar bazındaki değeri ciddi şekilde düştü. Bu yıl, dar gelirli kesimin alım gücünü korumak için yapılan zamlar bile enflasyon karşısında yetersiz kaldı.
🔎2023 yılı, Türk Lirası'nın değer kaybının daha da hızlandığı bir dönem oldu. Enflasyonist baskılar devam ederken, Merkez Bankası’nın müdahaleleri etkisiz kaldı. Döviz kurundaki oynaklık, ithalat maliyetlerini artırarak enflasyonu tetikledi. Yılbaşında 606 dolara denk gelen asgari ücret, yıl sonunda 387 dolara kadar geriledi. Bu durum, asgari ücretlilerin yaşam standartlarında ciddi bir düşüşe neden oldu. Ayrıca, seçim yılı olması nedeniyle ekonomi politikalarında belirsizlikler artarken, piyasalarda istikrar sağlanamadı.
🔎2024 yılı, asgari ücretin dolar bazında değer kaybının sürdüğü bir yıl oldu. Yeni ekonomi yönetiminin faiz artırımlarıyla enflasyonu kontrol altına alma çabası, TL’nin değer kaybını yavaşlatmakta yetersiz kaldı. Jeopolitik gelişmeler ve yüksek cari açık, ekonomiyi olumsuz etkilemeye devam etti. Yıl içinde döviz kurunda yaşanan artışlar, ithal ürünlerin fiyatlarını yükseltti. Asgari ücretle çalışanlar, yüksek enflasyon karşısında daha fazla zorluk yaşamaya başladı ve tasarruf yapmak yerine temel ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmak zorunda kaldılar.
🔎2025 yılında faiz indirimi politikalarının yeniden gündeme gelmesi, enflasyon ve döviz kuru üzerinde yeni baskılara yol açabilir. Özellikle düşük faizle kredi genişlemesine gidilmesi halinde, döviz talebinin artması ve TL’nin yeniden değer kaybetmesi muhtemel görünüyor. Asgari ücretlilerin bu zorlu ekonomik koşullarda kendilerini korumak için finansal araçlara yönelmesi gerekebilir. Hisse senetleri, altın ve kripto varlıklar gibi enflasyona karşı koruma sağlayabilecek yatırımlar değerlendirilebilir. Ayrıca, TL faiz oranlarının cazip olduğu dönemlerde vadeli mevduat ürünleri de değerlendirilebilir.